Allah (c.c), yeryüzünü O’nun hürmetine yarattığı Peygamberi, Hz. Muhammed (s.a.v)’e dünyada birçok faziletler ihsan etmiştir. Bu dünya faziletlerinin yanı sıra, kendisine mahşer günü için de diğer Peygamberlere göre üstünlük sağlayacak bazı haklar bahşetmiştir. Bunlardan bazıları, hamd sancağı, makamı-ı mahmut ve şefaat ne demektir?
Hadis rivayetlerine göre; Allah (c.c), her peygambere kabulüne söz verilen bir dua hakkı vermiştir.Kimisi bu duasını kafirlerin helakı için, kimisi kendisi için kullanırken; Peygamber Efendimiz (s.a.v), ümmeti için ahirette kullanmayı tercih etmiştir. Hz.Enes’in bildirdiğine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her peygamberin hususi bir duası var ki, onunla ümmetiyle ilgili olarak dua etmiş ve duası kabul edilmiştir.Ben ise, duamı kıyamet gününde ümmetim için erteledim, şefaat etmeye ayırdım.” (Buhari)
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Allah katında insanların en hayırlısı ,en şereflisidir. Mahşer günü ilk diriltilecek olan da O’dur. Ebu Said el-Hudri radıyallahu anhu, Efendimiz (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Öğünmek için söylemiyorum, ben Ademoğullarının efendisiyim! Kıyamet gününde ilk diriltilecek benim. Öğünmek için söylemiyorum; ilk şefaat isteyen ve şefaati ilk kabul edilenim. Öğünmek için söylemiyorum; kıyamet gününde hamd sancağı benim elimde olacaktır.” (Tirmizi)
Yukarıdaki hadisi şeriflerde geçen “Hamd Sancağı” ve “Şefaat Hakkı” Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e ahirette verilecek mükafatlardandır. Peki nedir bu “Hamd Sancağı ve Şefaat hakkı”? Kulaklarımıza bir yerlerden çalınan, “Makam-ı Mahmud” nedir?
Hamd Sancağı Nedir?
Hamd sancağı, Liva-ul Hamd; “övmek, meth etmek” anlamına gelen “hamd” kelimesinden gelir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), Allah (c.c)’a çok hamd eden ve hamd edilmesine vesile olan bir kul olması sebebi ile Allah (c.c), O’na hamd sancağını verecektir.
Mahşer günü, insanlar dünyadaki amellerine göre gruplar halinde bir araya geleceklerdir. Her grup kendi ameline göre bir sancak, bir bayrak altında toplanacaktır. Bir kişi dünyadayken hangi amele öncülük ettiyse o sancağı taşıyarak gelicek, kendine tabi olanlarla birlikte mahşer meydanına sürülecektir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) de mahşer günü Hamd Sancağını dalgalandırarak, Hz. Adem‘den beri gelen bütün peygamberler ve bu gruba nail olan kullarla birlikte çok şerefli bir şekilde kurtuluşa ermiş, mesut kişiler olarak mahşer meydanında yerini alacaktır.
Makam-ı Mahmut Nedir?
Bir çoğumuz duymuşuzdur “Makam-ı Mahmut” kelimesini. Makam-ı Mahmut; “övülmüş, medhedilmiş makam” demektir. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e ahirette verilecek olan makamdır. Allah (c.c)’ın huzurunda insanoğlunun ulaşabileceği en üstün makamdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) , bu makamda Allah (c.c)ın huzurunda bütün iman edenler için şefaat hakkını kullanacaktır.
Allah (c.c), İsra Suresinde şöyle buyurmuştur:
Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın. (İsra suresi, 79) (teheccüd namazı)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde ümmetine şöyle buyurmuştur: “Kim ezanı duyduğu zaman; “Bu eksiksiz çağrının, dosdoğru kılınan namazın Rabbi olan Allahım; Muhammed sallallahu aleyhi veselleme vesileyi ve fazileti ve onu vadettiğin makam-ı mahmuda gönder” diye dua ederse, ona şefaatim gerekir, gerekli olur.” (Buhari) (Ezan duası)
Şefaat Nedir?
Şefaat, ahiret gününde Allah (c.c)’ın, kullarının işlediği günah ve kusurları affetmesi için dua etmektir.O gün hiç bir kul Allah (c.c)’a affedilmek için dua etmeye cesaret gösteremezken, bir tek Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu şefaat hakkına sahip olacaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “Rabbimin nezdinde bir melek geldi ve ümmetimin yarısını Cenab-ı Allah cennete koymak ile şefaat arasında bir tercih yapmamı istedi. Ben şefaati tercih ettim. Zira Şefaat daha umumi ve kifayetlidir. Siz bu şefaatin ümmetimin müttekilerine mi olduğunu sanıyorsunuz. Hayır! O ümmetimin hata ve günah işlemiş, günahlarla kirlenmiş olanları içindir.” (İbn-i Mace)
Peygamber Efendimiz (s.a.v), mahşer günü iman sahibi olup da hata ve günahları olan, mizan terazisinde salih amelleri yeterli gelmeyen bazı kullar için (dünyada iyi ameller için çaba gösterenler); Allah’tan O, kulu affetmesi için duada bulunacaktır. Bizler de dünya hayatındayken Peygamber Efendimiz’in şefaatlerine erişebilmek için dua etmeli, güzel ameller işlemeye çalışmalıyız. Yukarıdaki ayet ve hadiste bizlere yol gösterildiği üzere teheccüd namazı kılmaya çalışmalı, ezan okunduktan sonra ezan duası yapmaya özen göstermeliyiz.
Hep birlikte, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) şefaatine erişebilmemiz duası ile…
Elif GİRGİN