Hz. Hud (as) Kur’an-ı Kerim’de isim geçen peygamberlerden olup sıraya dördüncü sırada olan ve Hz. Nuh’tan sonra gelen bir peygamberdir. Hz Hud’un kısaca hayatı, peygamberliği ve Ad kavminin helak olması hakkında bilgileri derledik.
Hz. Hud (as) Hz. Nuh Peygamberin oğlu Sam’in neslinden gelmektedir. Hz Hud, Yemen’de Aden ile Umman arasında bulunan Ahkaf diyarında doğup büyüyen ve hayatını ticaretle sürdüren biriydi. Cömert ve şefkatliliği ile tanınır, yoksullara bol bol yardım ederdi. Çocukluktan beri devamlı Allah’a ibadet ederdi.
Hz. Nuh Peygamberin hayatı ve Nuh Tufanı için bakabilirsiniz: Hz. Nuh’un Hayatı
Hz. Hud’un Peygamberliği
Hz. Hud (as) Ad kavmine gönderilen peygamberdir. Ad Kavmi, Nuh Tufanı’ndan sonra tekrar putperestliğe dönen kavim olmuştur. Bu nedenle Hz. Hud (as) sapkınlık içinde bulunan bu Ad Kavmi’ne peygamber olarak gönderilmiştir.
“Ad kavmine de kardeşleri Hûd’u peygamber olarak gönderdik. Onlara, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur. Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” dedi.” (A’raf suresi, 65. ayet)
Ad kavimi verimli toprakları, güzel bahçeleri ve evleri olan, kendi içinde yüksek binalar inşa etme yarışına girmiş insanlardan oluşan “İrem Bağları” ile ünlü bir kavimdir. Bu kavim her yüksek yere alâmetler dikmekte, temelli kalmayı düşünerek sağlam yapılar yapmaktadır.
“Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz?” “İçlerinde ebedi yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?” (Şuara suresi, 128. ve 129. ayet)
Ad kavminin sonu
Ad kavmi bütün nimetleri kendilerine veren Allah’ı unutarak putlara tapmaya başlamıştı. Hz. Hud (as), kavminin ahiret hayatını unutup tamamen dünya hayatı ve zevklerine yöneldiklerini, Allah’a ortak koşarak O’na ibadeti terkettiklerini görünce uyarılarda bulundu. Fakat onu dinlemeyen kavmi, “bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir” diyerek kendisine meydan okumuştur. Hz. Hud (as) ise ” Öyleyse bekleyin!” demiştir.
“Onlar ise, “Sen bizi ilahlarımızdan alıkoymak için mi geldin? Doğru söyleyenlerden isen bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir” dediler.” (Ahkaf suresi, 22. ayet)
“Hud, “Artık size Rabbinizden bir azap ve öfke inmiştir. Allah’ın, haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve babalarınızın uydurduğu bir takım isimler (düzmece tanrılar) hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Öyleyse (başınıza geleceği) bekleyin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!” dedi.” (A’raf suresi, 71. ayet)
Yüce Allah bunların üzerine, ad kavmini helak etmek için korkunç bir kasırga meydana getirmiş, vadilerine doğru yayılan bir bulut şeklinde gördükleri kasırgayı yağmur bulutu zannedip sevinmişler, kasırga gelince insanları sökülmüş hurma kütükleri gibi yere sermiş, kül edip savurmuştur.
“Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o mutsuz kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgar gönderdik. Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.” (Fussilet suresi, 16. ayet)
“Ad kavminde de ibretler vardır. Hani onların üzerine köklerini kesen rüzgarı göndermiştik.” (Zariyat suresi, 41. ayet)
Hz. Hud’un vefatı
Bu felaketten sonra Hz. Hud (as) ve ona inananlar kurtulmuş; inanmayanların, ayetleri yalanların ve iman etmeyenlerin ise kökü kesilmiştir.
“Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayan ve iman etmemiş olanların ise kökünü kestik.” (A’raf suresi, 72. ayet)
Ad Kavmi helak olunca Hz. Hud’un hayatı kendisine inananlar ile birlikte Mekke’de devam etmiştir. Vefat edinceye kadar Mekke’de yaşadığı rivayet edilmektedir.