Bilindiği gibi kul hakkı en büyük günahlardan biridir. Herkes Allah’ın yarattığı bir kuldur. Kul hakkı ise insanların yani kulların birbirleri ile alıp verecekleri maddi manevi haklar demektir. Sadece İslam dininde değil, tüm dinlerde kul hakkı önemlidir, hem bu dünyada hem ebedi hayatta cezası vardır. Kur’an’da kul hakkı ile ilgili ayetler bulunmaktadır ve bu ayetlerde insanların haklarına saygı gösterilmesi istenmiştir.
Bir kişi borcunu ödemediği zaman hem bu dünyada ceza ve yaptırımlara maruz kalır, hem de kul hakkından hesaba çekilir. İnsanların hırsızlık, ticarette hile, tefecilik, zimmet, borcunu ödememe gibi maddi kul haklarına; iftira, gıybet, küfür, alay, kusur arama gibi davranışlarda manevi kul hakkına girebilmektedir.
Kul hakkı ile ebedi hayata göçmenin ağır bir vebali olduğu hem ilgili ayetler de hem de hadisi şeriflerde yazmaktadır. Kul hakkının bağışlanması ancak o hak sahibinin affetmesine, hakkını helal etmesine bağlıdır.
Kul hakkından bahsedilen ayetler
Ayetlerde “kul hakkı” kelimesi geçmese de bununla ilgili ayetlerin bazılarını yazmaya çalıştık. Mealler Diyanet İşleri Kuran Yolu mealinden alınmıştır.
“Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Bile bile, günaha saparak, insanların mallarından bir kısmını yemeniz için onun bir parçasını yetkililere aktarmayın.” (Bakara Suresi, 188. ayet)
“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret dışında mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir. ” (Nisa Suresi, 29. ayet)
“Rüşdüne erinceye kadar yetimin malına, onun yararına olmadıkça el sürmeyin. Ahde vefa gösterin; çünkü ahid sorumluluk doğurur.” (İsra Suresi, 34. ayet)
“Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu hem daha iyidir hem de sonucu daha güzeldir.” (İsra Suresi, 35. ayet)
“Yanlışlıkla olması dışında, bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz…” (Nisa Suresi, 92. ayet)
“Kim de bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde devamlı kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa Suresi, 93. ayet)
“Hiçbir peygamber savaşanların hakkını zimmetine geçirmez. Kim böyle bir haksızlık yaparsa kıyamet günü, zimmetine geçirdiğini yüklenmiş olarak gelir; sonra herkese kazanmış olduğunun karşılığı,tastamam ödenir. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.” (Al-i İmran Suresi, 161. ayet)
“Ey iman edenler! Bilin ki yahudi din bilginlerinin ve hıristiyan din adamlarının birçoğu halkın mallarını haksızlıkla yerler ve Allah yolundan alıkoyarlar. Altın gümüş biriktirip Allah yolunda harcamayanları elem veren bir azapla müjdele!” (Tevbe Suresi, 34. ayet)
“Kim de bir hata veya günah işler, sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa şüphesiz ağır bir iftira suçunu ve apaçık bir günahı yüklenmiş olur.” (Nisa Suresi, 112. ayet)
“Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bak bundan tiksindiniz! Allah’a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur.” (Hucurat Suresi, 12. ayet)
Kul hakkıyla ölmeyin
Peygamber Efendimiz (Sav), maddi ve manevi kul hakkı ile ölmenin ne kadar günah olduğunu şu hadisi şeriflerde belirtmiştir;
“Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, namusu veya malıyla ilgili bir zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyamet günü gelmeden evvel o kimseyle helalleşsin!” (Buhari)
“Ey insanlar! Kimin üzerine geçmiş bir hak varsa onu hemen ödesin, dünyada rezil rüsva olurum diye düşünmesin! İyi biliniz ki; dünya rüsvalığı ahirettekinin yanında pek hafiftir.” (İbn-i Esir)