Uzun zamanlar önce ilk önce yeryüzü yaratıldı. Gökyüzü çatı gibi yeryüzünün üzerine konuldu. İlahi kurallar ile dağlar, denizler, ırmaklar, ağaçlar ve hayvanlar yaratıldı. Canlı ve cansız varlıklarla dünya şekillendi. Tüm bunlar yeryüzüne hükmedecek olan insanoğlunu bekliyordu.
İnsanın kullanımına sunulan bu nimetler emanetti ve gün gelecek, bunların kullanım hakkı sona erecekti. Böylesi bir başlangıç ile oldu insanoğlunun yaratılışı.
Hz. Adem ve eşinin yaratılışı, çocuklarının yaratılış şekli ile aynı değildir. Çünkü Hz. Adem ve eşinin anne ve babaları yoktu. Bundan sonra ise insanlar bu ilk aileden çoğalarak dünyaya geldi. Yüce Allah insanların atasının Hz. Adem olduğunu şu ayet ile bildirmiştir.
“O, sizi bir tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır.” (En’am suresi, 98)
“Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” (Hucurât suresi, 13)
Tüm müslümanlara göre insanların atası Hz. Adem’dir. O yokken melekler vardı. Allah böyle bir varlık yaratacağını onlara önceden söyledi.
Melekler; “Ey Rabbimiz! Biz sana hamd ederken, seni yüceltirken yeni bir varlık mı yaratcaksın? Üstelik bu varlık yeryüzünde kan dökebilecek, oranın düzenini bozabilecek özellikte iken” (Bakara suresi, 30)
Allah; “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” (Bakara suresi, 30)
Allah Hz. Adem’i topraktan sadece “ol” diyerek yaratmıştır.
“Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi. O da hemen oluverdi..” (Al-i İmran suresi, 59)