Günümüzde farklı farklı örtünme şekilleri görmekteyiz. Kimimizin nefsine ağır geldiği, kimimizin bulunduğu ortam ve şartlar neticesinde kendimize uygun olduğunu düşündüğümüz bir örtünme şekli oluşturuyoruz. Ancak Kuran-ı Kerim’in ve Hadisi Şeriflerin ana hatlarını çizdiği kadınlarda örtünme olarak bir giyim tazını “Farz” olarak kabul edip, buna mümkün olduğu ölçüde uyum sağlamamız en doğrusu olacaktır.
Kadınlarda örtünme ile ilgili hadisler
Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim’de örtünme ile ilgili olarak bir çok ayet bulunmaktadır. Nur Suresi 31, Nur Suresi 60, ve Ahzab Suresi 59. ayetlere bakalım:
“Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet(yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!” ( Nur Suresi, 31. ayet)
Yukarıdaki Ayet-i Kerimede tesettürün kimlere karşı olması gerektiğini bizlere söylerken, “müslüman kadınlar” tabirini kullanarak, müslüman olmayan bir kadının yanında da bir müslüman kadının örtülü durması gerektiğini vurgulamıştır.
Bazı alimler “Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar” cümlesiyle özellikle cahiliye döneminde ayaklara takılan halhallardan bahsedildiğini belirtmektedirler.
“İslamda örtünmek yok” mu?
“Artık evlenme ümidi beslemeyen, hayızdan ve doğumdan kesilmiş yaşlı kadınların zinetlerini göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama yine sakınmaları onlar için daha hayırlıdır. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Nur Suresi, 60. ayet)
“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” (Ahzab Suresi, 59. ayet)
Bu Ayet-i Kerime örtünmenin ayetlerle farz olduğunu kesinleştirerek; “İslamda örtünmek yok” diyenlere bir cevap olmuş oluyor.
Peygamber Efendimiz (s.a.v)’den rivayet edilen sahih hadisler:
“Hz. Aişe’den rivayet edildiğine göre bir gün kız kardeşi Esma ince bir elbise ile Resulullah’ın huzuruna girmişti. Hz. Peygamber bunun üzerine hemen ondan yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu: “Ey Esma!Şüphesiz kadınlar ergenlik çağına ulaşınca onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir.”Hz. Peygamber bunu söylerken yüzünü ve ellerini işaret etti.” (Ebu Davud)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdular:
“Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak,bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Onlar cennete giremez,cennetin kokusunu bile alamazlar.” (Ebu Davud)
Peygamber Efendimiz‘in (s.a.v) eşlerinden Hz. Aişe de kendisini ziyarete gelen üzerine ince kıyafetler giymiş bir takım kadınlara şöyle seslenmiştir: “Eğer sizler müminler iseniz,bunlar inanmış hanımların giysileri değildir. Eğer mümin değilseniz o zaman durum değişir.”
Tüm bu ayet ve hadislerin ışığında müslüman bir kadında tesettürü özetleyecek olursak;
Kadınlarda örtünme; el, yüz ve ayak (bazı alimlere göre ayağın sadece altı caizdir) hariç tepeden ,topuğa kadar vücut hatlarını belli etmeyen ölçülerde, iç göstermeyen, çekiciliği yüksek düzeyde olmayan kıyafetler tercih edilmelidir. Başörtüsü özellikle Hadiste belirtildiği üzere “deve hörgücü” nü andıracak şekilde büyük topuzlar yapılarak takılmamalı.
Şimdi tüm bu ayet ve hadislerin ışığında oturup kadınlarda örtünme konusunu düşünelim; Biz tesettürün neresindeyiz? Ne derecede takva ehliyiz? Bu soruların cevabını herkesin kendi iç muhasebesine bırakırken, “Rabbimden kendine layıkıyla kul, Peygamber Efendimiz’e (Sav) ümmet olabilecek kullardan olabilmemizi niyaz ediyorum.”
Elif Girgin
Namazsitesi.com Yazarı